
Behice ÖZDEN
Tek bir gülümsemeyi unutmam imkânsız. Çocuktum, bir kıza âşıktım. Onu gördüğüm zaman küçük kalbim, önce göğsümü delip de dışarı fırlayacakmışçasına kafesinde çırpınıyor, ardından yanıyordu! Ne yapsam, ne etsem, kendimi ona fark ettiremiyordum. Devamlı ona bakıyordum, o ise sabit gözlerinin önüne ne gelirse gelsin delercesine uzaklara dalmış, durgun bir deniz gibiydi.
1 KASABA DIŞ / GÜN FİGÜRASYON
Kasabanın genel görüntüsünden açılırız. Az katlı binalar, yer yer yeşilliklerle dolu, küçük esnafın dükkanlarının önünde tavla oynadıkları sokaklarından geçeriz. Yerler Arnavut kaldırımlıdır. Birkaç kadının pazar arabalarıyla pazardan dönüşlerini, çay ocağı çıraklarının sokaklarda çay taşıdıklarını görürüz. Rüzgarla birlikte sonbahar yaprakları savrulmaktadır. Gökyüzünden bir kelebek sürüsünün yaklaşmakta olduğunu görürüz.
2 OKUL - BAHÇE DIŞ / GÜN
Rüzgarla savrulan yapraklarla birlikte ilköğretim okulunun bahçesinden gireriz. Bahçe boştur. İki katlı, bakımsız okulun bir köşesinde basket potası vardır. Girişte Atatürk büstü durmaktadır. Bahçenin etrafı seyrek ağaçlarla kaplıdır, duvar dipleri yer yer solmuş ortancalarla kaplıdır.
3 OKUL – SINIF İÇ-DIŞ/GÜN HASAN, SUZAN, ÖĞRETMEN, FİG.
Hasan’ın gülümseyen, dalgın yüzüyle bir yöne bakmasından yakın açılırız. Baktığı yerde sessizce tahtaya bakmakta olan, sarışın, yeşil gözlü Suzan’ı görürüz. Üç sıra halinde yan yana dizilen sıralarda 10 yaşlarındaki, siyah önlüklü çocuklar sessizce oturmuş, bir yandan tahtaya bakmakta bir yandan da defterlerine not almaktadırlar. Öğretmen sınıfa arkasını dönmüş, tebeşirle tahtaya “Retina – Makula yapısı” yazmaktadır. Tahtanın üst köşesinde; Ders: Fen Bilgisi, Öğretmen: Esin Aktay altında ise Konuşanlar: Hamdi yazmaktadır. Sınıf kapısının yanında bulunan çöp kutusunun yanında bir çocuk, yüzü duvara dönük tek ayak üzerinde durmaktadır. Öğretmen sınıfa arkasını dönmeden anlatır.
ÖĞRETMEN
Çocuklar bizler gözlerimizle görüyoruz. Önce ışık korneaya geliyor. Kornea, yuvarlak ve saydam halde gözümüzün ön tarafında bulunuyor.
Birden sınıftan bir uğultu yükselir. Öğretmen ve diğer çocuklarla birlikte Hasan’ın dikkati de camdan dışarıya yönelir. Gökyüzünde bir kelebek sürüsü gittikçe yaklaşmaktadır. Tüm çocuklar bağırış çağırış içinde cama doğru yönelirler.
RABARBA
AAAA gördün mü, bak bak bak, ne kadar çoklar…
Öğretmen olduğu yerden dışarıya bakmaktadır. Çöpün kenarında tek ayak üzerinde duran çocuk da diğerlerine katılmıştır. Hasan etrafına bakınır, Suzan’ı göremez. Suzan’ın bulunduğu sıraya bakar, Suzan tek başına sırasında oturmuş, sesin geldiği yöne doğru, cama bakmaktadır.
ÖĞRETMEN
Tamam çocuklar bitti… Herkes yerlerine…
RABARBA
AAA… Baksana… Bu ne…
Teneffüs zili çalar.
4 OKUL DIŞ / GÜN HASAN, SUZAN, FİG.
Çocuklar bahçede koşturmaktadırlar. Bir kız grubu ip atlamakta, bir grup sek sek oynamakta, erkekler yerde misket oynamaktadırlar. Aralarından kelebekler geçmektedir. Hasan yere çömelmiş okulun kapısına bakmaktadır. Suzan temkinli, yavaş adımlarla bahçeye çıkar. Hasan hemen doğrulur koşa koşa gider, önünden geçer. Bir yandan sürekli Suzan’a bakmaktadır. Ayağı takılır, düşer. Etraftaki çocuklar gülmeye başlar. Suzan sakince yürümeye devam eder. Hasan yerde hala Suzan’a bakmaktadır.
RABARBA
Bebek bebek bebek… yürümesini bilmiyor… şuna bak… nasıl düştü ama…
Hasan yerdedir, Suzan yine temkinli adımlarla içeriye girer. Hasan doğrulur, bezgin yere oturur.
5 SINIF İÇ / GÜN HASAN, SUZAN, ÖĞRETMEN, FİG.
Çocuklar sessizce ayakta duran öğretmenlerini dinlemektedirler. Hasan elini çenesinin altına koymuş hayran hayran Suzan’a bakmaktadır. Suzan başı önünde öğretmeni dinlemektedir.
ÖĞRETMEN
Çocuklar, yarın 29 Ekim kutlamaları için polka dansı seçmeleri yapacağız. Herkes velisinden izin belgesi getirsin.
Birden çocukların parmakları havaya kalkar.
RABARBA
Ben çok istiyorum öğretmenim, ben de geleceğim, öğretmenim anneme söylerim, babam izin verir…
ÖĞRETMEN
Tamaaaam, 12. Sayfayı açın bakalım.
Çocuklar kitaplarının sayfalarını çevirirler. Tahtada, Ders: Hayat Bilgisi yazmaktadır. Yazıda yakın kalırız.
6 OKUL DIŞ / GÜN SUZAN, HASAN, FİGÜRASYON
7 – 12 yaş arası birçok çocuk, sırtlarında okul çantaları, üzerlerinde ince montları bahçeden koşturarak çıkmaktadırlar. Aralarda öğretmenleri de görürüz. Çocuklara yer yer müdahale etmektedirler.
ÖĞRETMEN
Yavaş evladım, koşma çocuğum, bak haylaza… Oğlum! Yavaş!
Hasan, çantası elinde sakince yürüyen Suzan’ın yanına gider. Tam çantasını taşımak için elini uzatırken bir kadın Suzan’ın elinden tutar. Hasan mahcup başını kaldırır, Suzan’ın yardımcısıyla göz göze gelir. Kadın gülümser, ilerlemeye devam ederler. Hasan arkalarından bakakalır, bıkkın çantasını yere atar. Öğretmenin uyarısında kalırız.
ÖĞRETMEN
Hasan! N’apıyorsun çocuğum!
7 SOKAK DIŞ / GECE
Dar sokağı soluk bir sokak lambası aydınlatmaktadır. Tek, iki katlı evler sağlı sollu sıralanmışlardır. Aralarda ağaçlar vardır. Evlerin pencerelerinden loş, sarı ışıklar sızmaktadır.
8 HASAN EV İÇ / GECE HASAN, BABAANNE
Küçük bir oturma odası. Tavandan sarkan, avizesiz tek lambanın sarı ışığı var. Pencere önüne konulmuş iki somya, köşede eski bir vitrin – vitrinin içinde çerçevelenmiş bir gelin damat fotoğrafı - ve onun önünde yine yıpranmış masa durmakta. Beyaz örtülü, 70’lerinde, dinç görünümlü bir kadının namaz selamından açılırız. Hasan masada ödev yapmaktadır. Yan gözle babaannesini gözetmektedir. Kadın selamını verdikten sonra, Hasan sabırsız,
HASAN
Babaanne, polka oynayacağım ben! Niye izin vermiyorsun?
Babaanne seccadenin üzerinden kalkmadan Hasan’a bakar.
BABAANNE
Her gördüğünü istiyorsun oğlum.
HASAN
Ya babaanne sen polka’nın ne olduğunu biliyor musun?
BABAANNE
Bilmem ben öyle şeyler, lazım değil.
Yaşlı kadın doğrulur, bir yandan tövbe çekerken bir yandan seccadesini toparlar. Hasan çaresizdir, hırslanır, gözleri dolar. Kısık bir sesle
HASAN
Annemle babam olsa izin verirlerdi…
Babaanne durur. Elinde katladığı seccadesini somyanın bir kenarına koyar. Gözleri vitrindeki gelin damat fotoğrafına kayar. Tespihini çeker biraz. Soluklanır. Kendi kendine
BABAANNE
Allahım sen bana güç ver…
Hasan’ın yanına gider, başını okşar. Yumuşak bir sesle
BABAANNE
Oğlum ben bilmiyorum o dediğin şeyleri. Olsaydılar verirler miydi bilmem…
Hasan’ın gözlerinden yaşlar süzülür, defterine kapanır. Babaanne de çaresiz
BABAANNE
Bak yapma böyle annenle babanı üzersin
Hasan isyanla başını kaldırır
HASAN
Üzmem! Onlar bilmiyorlar ki… Nereden bilecekler!
BABAANNE
Aaa… Olur mu hiç oğlum seni görüyorlar.
HASAN
Hiç bile! Görmüyorlar!
BABAANNE
Sen onları görmüyorsun ama onlar seni hep görüyorlar…
HASAN
Allah gibi mi?
BABAANNE
Tövbe estağfirullah. Haşa oğlum… Bir ana ile babanın evlatlarını görmesi için bu dünyada olmalarına hacet yoktur. Severler de görürler…
Hasan sessiz kalır. Babaannenin eli hala Hasan’ın saçlarında, bir süre durur.
BABAANNE
Tamam tamam…
Hasan birden canlanır
HASAN
Yemin et!
BABAANNE
La havle! Öyle her şeye yemin edilmez. Tamam dedim. Ama yarın öğretmenine soracağım.
HASAN
Sor. 29 Ekim için babaanne…
BABAANNE
Tamam oğlum tamam…
Hasan’ın ıslak gözlerine, yüzündeki sevinç yayılır. Vitrindeki fotoğrafa bakar. Fotoğraf üzerine Hasan’ın gözleri yansır. Sahne müzikaltına düşer – Schubert.
9 MÜZİKALTI KASABA DIŞ / GÜN
Schubert çalmaktadır. Kasabayı genel görürüz. Kelebeklerin uçuşu, yaprakların savruluşuyla birlikte sokaklardan geçeriz. Erken bir saattir. Birkaç esnaf kepenklerini kaldırmaktadır. Okul bahçesini görürüz. Yavaş yavaş öğrenciler, öğretmenler okula gelmektedirler.
10 MÜZİKALTI OKUL – SALON İÇ / GÜN HASAN, SUZAN, FİG.
Müzik devam eder. Öğrenciler eş eş sıraya girmişler, gözleri öğretmenlerinin verdiği komutlardadır. Sahnenin önünde Suzan oturmuş, boş gözlerle onlara bakmaktadır. Hasan sürekli Suzan’a bakmakta, tüm hünerlerini sergilemektedir. Ara ara, Suzan’a baktığı için, öğretmenin verdiği komutları kaçırmaktadır. Yanındaki eşi Hasan’a ters ters bakmaktadır. Öğrenciler dans gereği sahnede arkalarını dönerler. Tekrar yüzlerini döndüklerinde Hasan, Suzan’ın yerinde olmadığını görür. Hasan’ın yüzündeki hayal kırıklığı ile birlikte sahne müzikaltından çıkar.
11 OKUL – BAHÇE DIŞ / GÜN HASAN, SUZAN, FİG.
Suzan okul bahçesinde bir bankta tek başına oturmaktadır. Bahçe bomboştur, hafif bir rüzgar esmekte, yaprakları savurmaktadır. Bir kelebek Suzan’ın etrafında uçmaktadır. Okul kapısından çıkan Hasan’ın görürüz. Etrafına bakar, geri döner, vazgeçer tekrar Suzan’a doğru ilerler. Durur. Birden yumruklarını sıkar, kendi kendine – babaannesi gibi -
HASAN
Allahım sen bana güç ver! Ölmeden konuşabileyim…
Hasan kararlı adımlarla Suzan’ın yanına gider, yanına oturur. Ürkek Suzan’a bakar. Suzan tepki vermemektedir. Hasan birden Suzan’ın elini tutar, Suzan irkilir. El ele bankta öylece otururlar. Hasan utancından önüne bakmaktadır, Suzan’ın ağladığını görmez. Ellerine kelebek konar. Hasan irkilerek eline bakar ve kelebeği görür. Şaşırır, sevinir… Elini Suzan’dan ayırır ve kelebeği gösterir. Suzan gözünün önündeki, Hasan’ın elindeki kelebeği görmemektedir. Hasan donar. Suzan, elleriyle Hasan’ın ellerini arar. Hasan kıpırtısız durmaktadır. Suzan, Hasan’a sarılır. Hasan’ın elindeki kelebek uçar.
Arka jenerik akar.
Vecdi Çıracıoğlu'nun "İlk Aşk" adlı öyküsünden uyarlanmıştır.
Yorumlar