Asiye TURGUT
Jean-Claude Grumberg "Yüklerin En Değerlisi" adlı kitabında tarihin acımasız gerçeklerini bir masal kurgusu altında okurun kulağına fısıldıyor. Drancy- Seine yakınlarındaki Babigny garından Polonya’daki toplama kampına gitmek üzere hareket eden 49 numaralı katardaki Yahudi bebeğinin ve Trenlerin Tanrıları tarafından seçilen annesinin masalını anlatıyor yazar.
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Jean-Claude Grumberg’in yazdığı “Yüklerin En Değerlisi” kitabı “Bir Masal” alt başlığı ile yayımlanmış. Bu başlık sizi yanıltmasın şüphesiz yazar kitabını uyumadan önce çocuklara okunsun diye kaleme almamış.
Yazar, dramaturg ve senarist Jean-Claude Grumberg bu zamana kadar filmlere, romanlara ve belgesellere konu olmuş İkinci Dünya Savaşı’nı modern bir masal olarak anlatmayı tercih etmiş. Geleneksel masallardaki gibi “Bir varmış bir yokmuş” şeklinde bir giriş formeli kullanarak başlayan yazar buradan hemen sonra araya girerek masalın dünyasından gerçek dünyaya geçiş yapmış ve okurunda oluşabilecek herhangi bir yanılsamayı kırmaya çalışmış. Yine geleneksel masallardaki belirsiz zaman ve mekân kullanımlarının aksine Grumberg zaman ve mekânı açık bir şekilde belirtir. Ayrıca yazar masalının kahramanlarına isim vermeyi de ihmal etmemiştir. Tüm bunlar alışkın olduğumuz masalların dışında bir yapıyla karşı karşıya bırakıyor bizi. Nitekim zaten yukarıda da belirttiğimiz gibi yazarın işlemiş olduğu konu okur hoşça vakit geçirsin diye masallaştırılmamış.
Kitabı elinize aldığınızda yazarın sizi masalsı dünya ile 1942’den Kızıl Ordu’nun zaferine kadar ki acımasız gerçek dünya arasında getirip götürdüğünü fark edeceksiniz. Böylelikle Grumberg savaşa ve sisteme dair eleştirilerini kendini fark ettiren bir üslupla işlemiş.
Çocuğu olmayan yoksul oduncu kadın tanrılara, rüzgâra, yağmura, ağaçlara, hatta yaprakları delip geçerek ormanın altını gizemli bir saydamlıkla aydınlatan güneşe bile dua edermiş. Günlerden bir gün yoksul oduncu kadın yine kış gününde trenin geçişini seyretmek için koşturmuş. Ve bu sefer ki gidişinde yük treninin tanrısı ona bir yük hediye bırakmış. Toplama kampına gitmekte olan bu trende korkudan sütü kesilen anne ikiz bebeklerini doyuramaz ve babaları bebeklerden birini karla kaplı örtünün üzerine bırakmak zorunda kalır. Etrafta "kalpsizleri" -Yahudileri onlara Hz. İsa’yı yakmakla suçlandıkları için böyle deniliyormuş- avlamaya çalışanlar cirit atarken yoksul oduncu kadın minik yükünü bağrına basıp Trenlerin Tanrılarına dua ede ede evine koşmuş. Masalın başından sonuna kadar yoksul oduncu kadının sahip olduğu saf sevgi gaddar kocasına bile bu minik yükü kabul ettirecekmiş…
“Adam insanları ite ite ilerlemiş. Yünlü Pirene şalına yaklaşmış. Sakın seçim yapma, sakın düşünme, ikisinden birini alacak ve kızla oğlan arasında seçim yapmayacaksın. Eline ilk geleni almış. Cebinden dua şalını çıkartmış bile. Çocuk uyukluyormuş. Dinah bir an ona bakmış, sonra diğer ikizi bağrına basarak gözlerini kapamış.”
Evet, hepinizin merak ettiği bir konu daha var.
Tüm bunlar gerçek mi? Bu sorunun cevabını yine kitap vermekte…
Yüklerin En Değerlisi-Bir Masal
Jean-Claude Grumberg
Çev. Aysel Bora
Yapı Kredi Yayınları
63 sayfa
12 TL
留言